siyah üzüm.

merhaba arkadaşlar.lise çağlarımdayken dedemlerin bağına giderdim.bağ da asmaların arasın da bamyeler yetişirdi.haftada iki veya üç defa onları toplardım.sonra tulumbanın arkasın da sergi yerinin güneyin de börülce yetiştirirdik.her hafta onları da toplardım.gene tulumbanın önün de küçük bir yerde patlıcan, domates ve biber ler yetişirdi.onları toplamak ayrı bir zevk verirdi bana.damın arkasında da incir ağaçları vardı.bardacık cinsi incirdi onlar dört beş ağaç kadardılar. biraz beri de ise lop incirleri vardı onlar biraz iriceydi.diğer damın yanında ise umurbey cinsi incir ağacı vardı.ağaca tırmanıp büyük bir hoşnutlukla onları topluyordum.damın diğer yanında ise başka bir tulumba vardı onun suyu biraz kekremsi idi.yani içilmiyen cinsden suydu.o suyla meyveleri sulardık tulumbanın kolunu çekerek.bağın bitimin de demiryolu vardı tren geçerken el sallardım onlar da trenden el sallıyarak bana yanıt verirlerdi.hava sıcak olduğundan çokça sinek olurdu.gündüzleri yatarken cibindirik kullanırdık.akşam yemeğinden sonra dedemle siyah üzümlerden toplayıp onları tulumbanın buz gibi suyunda soğuturduk ve sonra afiyetle yerdik dedem le doyumsuz sohbetler ederekten.akşam üstüleri güneşin batışı görülmeye değer bir manzara arz ederdi.saağlıcakla kalın arkadaşlar.